Gotik Edebiyat

 


 Gotik edebiyatı anlamamız için önce "gotik" kelimesinin üzerinde durmamız gerekmektedir. Gotik, 18. yy.'ın sonları ve 19. yy.'ın başlarında İngiltere ve Almanya'da ortaya çıkan ve hayal gücünün sınırlarını araştıran bir tarzdır. Gotik tarzı aslında yalnızca edebiyatta değil çeşitli sanat dallarında da görülmektedir. Örneğin mimaride, heykelcilik, resim gibi sanat dallarında da kendisini gösterir. 

 "Gotik" kelimesi ise ilk kez 12. yy.'da ortaya çıkmıştır ve daha sonraki yüzyıllarda da etkisini göstermeye devam etmiştir. Gotik üslubun en çok görüldüğü sanat dallarından biri de mimaridir. Mimaride özellikle katedrallerde gotik üslup görülür. Amiens Katedrali, Notre Dame Katedrali, Reims Katedrali, Strasbourg Katedrali, Milano Katedrali, Salisbury Katedrali buna örnektir. Bir mimari yapının gotik olduğunu o yapıda sivriliklerin bulunuşundan, dilimli kubbeler ve sivri kemerler oluşundan anlayabiliriz. 

Notre Dame Katedrali

 Gotik üslup mimaride daha önce ortaya çıkmasına rağmen 18. yy.'ın sonlarında edebiyata da yansımıştır. 1764 yılında Horace Walpole'ın yazdığı Otranto Şatosu isimli eser gotik edebiyatın ilk örneğidir. Eser, gotik edebiyatı tanıtan bir önsöz ile başlar. 

 Gotik türde şatolar, harabeler, mezarlıklar gibi korkunç, kasvetli ortamlar dikkat çeker. Örneğin Otranto Şatosu adlı eserde mekan karanlık, kasvetli bir şatodur. Hayaletler, vampirler gibi doğaüstü varlıklar ve bir gizem bulunur. Gotik edebiyattaki en önemli duygu ise korku duygusudur. Bu korku, kimi zaman fantastik karakterlerle ve doğaüstü varlıklarla aktarılır. Bu tür eserlerde kişilik çatışmaları sıkça görülür. Buna bağlı olarak da eserlerde daha çok karamsarlık, yalnızlık gibi kavramlar ön plana çıkar. Yani gotik edebiyatta daha çok psikolojik olayların ön planda olduğunu söyleyebiliriz. 

 Gotik edebiyatta mekan önemlidir. Aslında tek tip bir mekanın olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak mekanlar şato, saray, harabe, kilise, mezarlık, orman gibi mekanlar olur. Bu mekanlar olayda önemli bir yerdedir ve genellikle okuyucuda karamsarlık uyandırır. Yani okuyan eseri okuyan kişinin karamsar bir ruh haline bürünmesine yol açar.

 Bir diğer önemli konu ise gizemdir. Gotik edebiyatta gizem de önemli bir yer tutar. Olay örgüsünde genellikle çözülmesi gereken bir gizem bulunur ve bu gizem de korku duygusunu artırarak aktarılır. Aynı zamanda okuyucuda merak duygusunu üst seviyeye çıkarır ve korkunun yanında merak etmesini de sağlar.

 Gotik Edebiyat Kitapları

- Oscar Wilde-Dorian Gray'in Portresi

- Mary Shelley-Frankenstein

- Horace Walpole-Otranto Şatosu

- Hüseyin Rahmi Gürpınar-Gulyabani

- Emily Bronte-Uğultulu Tepeler

- Edgar Allan Poe-Usher Evi'nin Çöküşü

- Robert Louis Stevenson-Doktor Jekyll ve Mr. Hyde

- Ann Radcliffe-Udolpho'nun Gizemleri



Yorum Gönder

0 Yorumlar